Kutsal Sopanın Köleleri

1961 anayasası yurttaşlık kavramını, ‘aynı vatan üzerinde yaşayan tüm bireyleri kederde, kıvançta ve tasada ortak’ olarak öngörür ve tanımlar. Zamanla genel bir kabul halini almış ve klişeye dönüşmüş olan bu tanım; Türkiye halklarının, evlerinin misafir odası için bin bir zahmet ve masrafla satın alıp, ayda yılda bir konuklar görsün diye kullandıkları  ‘teşhirlik’ yemek takımı gibidir.“Kutsal Sopanın Köleleri” yazısının devamını oku

HÜZN Ü AŞK

Hep bildiğimi tüketti hicrânBîmâr olan eylemez mi hezyân Ey hâlime rahmı olmayan yârFikr eyle ki rûz-ı âhiret var* (Şeyh Galib- Hüsn ü Aşk) Hüsn’e ve aşka ait ne varsa, yok ettiniz bu topraklarda. Yeşilin bin bir tonunu, mavinin türlü halini soldurdunuz. Pembe rüyalara dalmayı vadeden masallar anlatarak, simsiyah kâbuslara saldınız, sesinize kulak verenleri. Kırılan mızrabınızın“HÜZN Ü AŞK” yazısının devamını oku

AHMET

Çocuk, çocukkenKollarını sallayarak yürürdüDerenin ırmak olmasını isterdi…Irmağın da sel…Ve su birikintisinin de deniz olmasınıÇocuk çocukken…Çocuk olduğunu bilmezdiHer şey yaşam doluyduVe tüm yaşam birdiÇocuk çocukken…Hiçbir şey hakkında fikri yoktuAlışkanlıkları yoktuBağdaş kurup otururduSonra koşmaya başlardıSaçının bir tutamı hiç yatmazdıVe fotoğraf çektirirken poz vermezdi… Peter Handke Sosyal medyadan ülkede yaşananları takip etmeye çalışırken, Ahmet Burhan Ataç’a ait bir“AHMET” yazısının devamını oku

Hainler Mezarlığının Hortlakları

Dilin, fikirlerin ta kendisi olduğunu söyler John Locke. Bu yüzden, dilin en güçlü yansıması olan bazı kelimelerin varoluş serüveni, akılda fikir, ciğerde nefes, dudakta ses, dilde anlam şeklinde sıralanmaz. İnsanın ta içinde bir yerlerde kazanır anlamını. Eskilerin tekâmül dediği uzun yolculuğu, daha yeryüzüne çıkmadan tamamlar. Duyduğunuzda, iliklerinize kadar hissedersiniz, içinize işler, güldürür, coşturur,  hırpalar ve“Hainler Mezarlığının Hortlakları” yazısının devamını oku

Benim Hikayem -1- (Araf)

Araf kelimesi, İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yerin adıdır. Aynı zamanda bir Kuran suresinin de ismidir. Dinci literatürde sıklıkla aforizması yapılan, telmihlere ve teşbihlere konu olmuş bir kelimedir. Diğer dinlerde de araf kavramı mevcuttur ve bu isimle adlandırılır genellikle. Dante Alighieri’nin ünlü eseri İlahi Komedya’nın ikinci cildinin adı da Araf’tır. Eserde, Cehennem’de günahlarını çeken“Benim Hikayem -1- (Araf)” yazısının devamını oku

Diyet

“Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum…” (26,180) Doğu topluluklarının ortak kaderidir, geçmişin sürekli tekrar edip durması. Mezopotamya’da yaşayan herhangi bir milletin, herhangi bir mensubu, her beş ya da on yılda bir tekrar eden bir “kader” döngüsünün içindedir. Zaman değişir, aktörler değişir fakat yaşananlar hiç değişmez. Bu yönüyle, Carl Bessai’nin yönetmenliğini yaptığı, hep aynı günü“Diyet” yazısının devamını oku

Hamlar, Haslar ve Jane Elliott

Irkçılık karşıtı beyaz bir öğretmen olan Jane Elliott, Amerikan tarihinin önemli trajedi ve kırılma noktalarından biri olan, Martin Luther King’in bir suikast sonucu öldürülmesinin ardından, öğrencilerinin (3. Sınıf çocukları) önyargılarını yaşayarak yenmelerini sağlayacak bir deney yapmaya karar verir. Öğrencilerine mavi gözlü olanların, kahverengi gözlü olanlara göre daha zeki olduklarını söyleyerek işe başlar. Söylediklerini desteklemek için de“Hamlar, Haslar ve Jane Elliott” yazısının devamını oku

Yeryüzünün Lanetlileri

Tarih, aynı olayların farklı libaslarla arzı endam ettiği bir sahnedir. Bunun özünde, insanın ve insana dair duygu ve düşüncelerin, renkleri, şekilleri, kokuları farklı olsa bile hep aynı olmasıdır. İnsanlık macerasının başladığı günden bu yana, yaşanan savaşların, kıtlıkların, zaferlerin, afetlerin vs. insanda karşılık bulduğu duygu, hep aynı olageldi. Değişen, sadece olayların ismi, meydana geliş biçimi ve“Yeryüzünün Lanetlileri” yazısının devamını oku

Dönüşüm (Metamorfoz)

“Bir sabah tedirgin düşlerden uyanan Gregor Samsa, dev bir böceğe dönüşmüş buldu kendini…” “Türkiye’de yaşayan KHK’lıların hikâyesini en iyi anlatan edebi eser hangisidir?” diye sorulsa, hiç düşünmeden Kafka’nın, insanın kendisine ve içinde bulunduğu topluma yabancılaşmasını, dışlanmasını ve kendisiyle mücadelesini anlatan eseri olan Dönüşüm’dür derim. Kafka, eğer bugünün Türkiye’sinde yaşıyor olsaydı, eserine muhtemelen: “bir sabah tedirgin“Dönüşüm (Metamorfoz)” yazısının devamını oku

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın